Çocuklara en çok sorulan ikinci sorudur; “Büyüyünce ne olacaksın yavrum?”. 20 yıl sonranın sorusunu bugün yanıtlamak anlamlı mı?
İlkokula bugün başlayan bir çocuk 17 yıl sonra üniversite mezunu olacak. Yüksek lisans da yaparsa profesyonel olarak çalışma hayatına 20 yıl sonra başlayacak. 20 yıl sonra aynı meslekler olacak mı? Meslekler ne kadar değişiyor? Hangi hızda yeni mesleklerle karşılaşıyoruz?
5 yıl önce bir genç kız annesine; “anne ben internette makyaj yaparken videolarımı paylaşacağım, bu sırada da ürünlerin isimlerini belirterek, reklam almış olacağım, bu da benim iş modelim olacak” deseydi annesi nasıl karşılardı? Ya da ben ses mühendisliği bölümü okuyacağım dediğinde çocuğunun çalışma hayatı için kaygılanır mıydı? Okyanusa sensör yerleştireceğim, akıntı gözlemlemesi, deprem tahminini yapacağım deseydi bu hayal edebileceği bir iş olur muydu? Marketlerde kasiyersiz alışveriş yapılması için yazılım geliştireceğim deseydi ne düşünürdü?
Oxford üniversitesindeki araştırmaya göre bundan 20 yıl sonra birçok iş otomatik olarak yapılacaktır. Taşımacılık, lojistik, ofis ve idari destek gibi işlerin otomasyonla yapılacağı öngörülmektedir. Dahası, hizmet endüstrisindeki meslekler de bu akibette. Yapay zekâ, büyük veri işleme, derin öğrenme konularındaki küçük pürüzler düzeltildiğinde ve işaretlenmiş veriler arttırıldığında mesleklerin otomatikleştirilmesi engellenelemeyecek. Araştırmada, 700'ün üzerinde ayrıntılı meslek türü incelenerek, çalışanların yaptıkları işlerin türlerine ve gerekli becerilere göre ne düzeyde otomatikleşebileceği değerlendirilmiştir.
(http://www.oxfordmartin.ox.ac.uk/downloads/academic/future-of-employment.pdf)
Marina Krakovsky’nin ACM Magazin dergisinde belirttiğine göre Hukuk firmaları, belgelerin kopyalarını taramak için giriş düzeyindeki avukatlar yerine, bu zorlu işi daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde doğal dil işlemeyi kullanan yazılımlarla yapmaktalar. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün: Derin öğrenme görüntü tanıma araçları, dijital taramalarda deneyimli radyologlar kadar, belki onlardan daha iyi tümörleri işaretleyebilir ve sınıflandırır.
Yatırım portföylerini algoritmik olarak optimize eden web siteleri, finansal danışmanlara paralarının karşılığını veriyor.
Bilgi Teknolojisi sektörü, yarının bilişsel ve sosyal sektörü olacak, özellikle de programcılar, diğer sektörlerle birlikte çalışarak verimliliğini artırmaya devam ettikleri için daha yetenekli çalışan olmak gerekliliği doğacaktır.
Ülkemizde bu gerçekler fark edildiğinde, ne yapalım paniği ve takiben çıkan moda çözümle devam ettiği için “hemen çocuklara kodlama öğretelim o zaman” modası başlıyor. Kodlama öğrenilebilir tabii ama 10 sene sonra kendi kendine yazılım yazan araçlar olacak zaten. Ben 1994’te ilk web sayfamı hazırlarken “html kod” yazmak zorundaydım ama 2018’de artık web sayfası tasarlamak araçlarla çok kolay. Bu nedenle kodlama öğrenmek beş yıl sonrası düşünülerek yapılıyorsa, programlama dili öğrenmek işe yaramayacaktır.
Dünyada bugünlerde en çok tartışılan konuyla kesişiyor bu noktada yolumuz: Yapay zekâ, makine öğrenmesi, büyük veri, derin öğrenme, robotik konuları ilerledikçe işler robotlar tarafından mı yapılacak? İşsizlik mi olacak ya da hangi meslekler öne çıkacak? Hangi meslekler yok olacak?
Arun Kumar Tripathi, bu konuda şöyle açıklamalar yapmış: duygusal ve ilişkisel çalışma, yaratıcılık, sentezleme, problem çözme ve akıllı yorumlama gerektiren işler, insan müdahalesini gerektirmeye devam edecektir. Bilgisayar gücünün katlanarak büyümesi, yapay zekâda üstün bir artışa yol açıyor. Google Translate değiştirme çevirmenlerini, yatırım danışmanlarının yerini alan yatırım danışmanı algoritmalarını, uçak pilotluk becerilerini değiştiren otomatik iniş sistemlerini ve benzerlerini zaten görüyoruz. Konuşma ve jest tanıma teknolojisi gibi kullanıcı arabirimlerindeki ilerlemeler, bilgisayarlara doğrudan insan komutlarına ve isteklerine yanıt verme yeteneği sağlıyor. Örneğin, Apple'ın Siri ve Google Asist sözlü kelimeleri tanımak, anlamlarını yorumlamak ve bu anlamlara göre hareket etmek için böyle doğal kullanıcı arayüzlerini kullanır. Gerçekten de doğal dil işlemedeki ilerlemeler, akıllı etkileşimli sesli yanıt sistemlerinin oluşturulmasına yol açmıştır. Bunlar geleneksel çağrı merkezlerini ve manuel aracıları değiştiriyor. Bu, daha yüksek verim ve daha düşük işletme maliyeti anlamına gelir. IPSoft, bilişsel ajanı Amelia'nın insan çağrı merkezi ajanlarıyla birlikte çalışabileceğini ve bir insan gibi öğrenip anlayabileceğini iddia ediyor. Radyoloji alanı, ustalık elde etmek için birkaç yıl sıkı çalışma gerektirecek şekildedir. Fakat şimdi BD FocalPoint tarafından yapılanlar gibi sistemler tıbbi görüntüleri yorumlayabilir ve tümörler gibi insanlıktan daha fazla hız ve doğrulukta anormallikler arayabilir. İleride, onkologlar, kronik bakım ve kanser tedavisi teşhisi sağlamak için süper bilgisayarları kullanacaklar.
Bu aşamada gelecek meslekler yazılım konusundan çok bağımsız olamayacak gibi görünüyor. George Crane’ye göre olası 50 yeni meslek gündeme gelecek.
20 yıl sonra tam olarak ne olacağını bilemezsek de şimdiki aklımızla bu sorunların çözümünü bulmamızın mümkün olmadığını anlayabiliyoruz. O zaman bugün anlamlı ne yapabiliriz?
Yeni nesile, düşmeyi, ayağa kalkmayı, devam etmeyi, yeni durumlara adaptasyonu, problem çözmeyi, algoritmik düşünebilmeyi, sorgulamayı, öğrenme yöntemlerini, çalışma yöntemlerini, kendini izleyebilmeyi, farkındalığı, konsantrasyonu, amaç arayışını, etik değerleri, bütüne bakabilmeyi, kendini tanımayı, kendine güvenmeyi, beraber çalışmayı, iletişimi öğretebiliriz. Asıl gereken araçlar bunlardır.
Geleceği tam olarak bilememeyi yer değiştiren dağlara varmaya benzetiyorum. Öncelikle dağların yerinin sabit olmadığını bilmeliyiz. Yoksa baştan kaybederiz. Bu durumu öğrenince panikleyip vazgeçmeyeceğiz. En ileri teknoloji uçaklarının nasıl kullanıldığını öğrenmek de işe yaramayacak çünkü biz o dağlara 20 yıl sonra gideceğiz ve o sürede kullanılacak araçlar değişecek. Kullanmayı öğrendiğimiz araç eski teknoloji kalacak. O zaman bu duruma nasıl bakılmasını bilen genç yetiştirmek, yeni teknolojiye kolay adapte olan, diğer arkadaşlarıyla birlikte çalışarak çözüm bulan birey yetiştirmek en önemlisi olacak.
Yolculukta yalnız değilsiniz, kemerinizi bağlayın uçuşa beraber çıkacağız.
Meltem Turhan Yöndem, PhD
Kartezyen Koçluk ve Danışmanlık Kurucusu