ODTÜ Bilgisayar Mühendisliğini en yüksek puan olduğu zamanlarda kazanmak her lise son öğrencisinin ve ebeveynlerin hayalidir herhalde.

Bölüm tercihleri farklı olsa da dereceye girecek puanı almak hedef. Ben 1985 yılında o bölümü kazandığımda ODTÜ Kimya, Ankara Hukuk ve Ankara Tıp kazanmış abi ve ablalarım olduğu için çok önem vermemiştik. Sonra çok uzun yıllar bu bölümde asistanlık ve hocalık yaptığımda gördüm ki bu bölüme girmek filmin mutlu son sahnesi gibi. Gelin görün ki işin içine girip yıllarca binlerce öğrenci görünce film sonsuza kadar mutlu bitmiyor. Bu bölüm de yeni bir film. Ben bölümü çok iyi tanıyıp girmedim. Tabir caiz ise çok zeki olduğum için girdim. Oysa bölümü okurken orta okulda Commador bilgisayarı ile Basic dilinde program yapmaktan zevk alan gençler çok mutlu oldular. Ben sanırım her bölümde bu başarıda olurdum. Sorumluluk bilincim ile batmamak hedefim olurdu.

Şimdi iki çocuğumun okul hayatına, velilere bakınca sadece daha iyi, daha yukarı, daha başarılı sloganı ile lerlediğimizi görüyorum. Şöyle pitstopta durup ‘ya ben ne yapıyorum, nereye koşuyorum’ diyen yok. Hızla ilerleyelim , birşeyleri kaçırmayalım telaşı. Benim çocuğum gerçekten ne istiyor? Ne yeteneği var? Nasıl bir kişilik? Vizyonu, değerleri neler? Yok ben ders çalış diyeyim, kurslardan kurslara taşıyayım, sonra bakarız ne istediğine.

Önümden geçen yüzlerce başarılı fakat mutsuz, doyumsuz genci gördükçe içim öyle eziliyor ki. İçleri benden daha yaşlı gençler. Yapabileceklerine, üretebileceklerine, özgünlüklerine inançları azalmış pırıl pırıl potansiyeller. Yapmadan, olmadan karşılık almak derdinde olan, hızlı yükselmek, hızlı para kazanmak derdinde olan korkuları yüksek gençler.

İşte benim bu hayat için yapabileceğim katkı tam anlamıyla burada başlıyor. Ben bu dönüşümde tuzum olsun istiyorum. Hep konuşuyoruz, hayat şöyle, ülke böyle diye. Peki ne yapmalıyız? Finlandiya’nın, İsveç’in bizden farkı ne? Bence dert yanmadan, yılmadan herkes elinden gelenin en iyisini yaparsa çözüm yakın. Benim kendimi en faydalı hissettiğim alan işte bu.

1990 yılından beri akademik hayatın içindeyim. ODTÜ, Atılım Üniversitesi, Birmingham Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Okan Üniversitelerinde çalıştım, çalışmaktayım. Aynı zamanda Tübitak, Avrupa Birliği projelererinde çalıştım. Bu nedenle eğitim ve gençlerle hep iç içeyim.

1998 yılında Kuraldışı eğitimleriyle hayatın diğer penceresini de araladım. Atölye Tempo Etkili iletişimi, Şiddetsiz İletişim, BizdenBire Kişisel Gelişim Merkezindeki tüm eğitimler, Vipasana, Labirent, Hürriyet Kalalı Şamanizm, Cem Şen Eğitimleri, en son olarak da ICF Koçluk sertifikası alarak kendimi desteklediğimi düşünüyorum.

Şimdi baktığımda her gencin farklı bir tohum olduğunu görüyorum. Bahçecilik ile ilgili kendimi yetkin hissediyorum ve tüm tohumları çiçek yapmanın ve çiçeklere iyi bakmanın zamanı gelmiş.

Meltem Turhan Yöndem